8 Haziran 2012 Cuma

TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KURUCUSU VE İLK CUMHURBAŞKANI ATATÜRK

TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KURUCUSU VE İLK CUMHURBAŞKANI ATATÜRK




















Atatürk 1881 yılında, Selanik’te doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım’ dır. Asıl adı Mustafa’ dır. Selanik’te yeni açılmış “Şemsi Efendi Mektebi”nde ilkokula başladı. Selanik Askeri Rüştiyesi’ni, sonra Manastır Askeri Idadisi’ ni bitirdi. 1899′da İstanbul’a gelip “Harbiye Mektebi”ne girdi. 1905′te Harp Akademisi’ni bitirip Şam’daki 5. Ordu’ya gönderildi. Orada “Vatan ve Hürriyet” adlı gizli, ilerleme amacını güden derneği kurdu. 1907′de Manastır’daki 3.Ordu’ya tayin edildi. “Vatan ve Hürriyet” cemiyeti oradaki “Ittihat ve Terakki” cemiyetiyle birleşti. 13 Nisan 1909′da İstanbul’da çıkan “31 Mart Vak’ası” üzerine, adını verdiği “Hareket Ordusu”nun Kurmay Başkanı olarak bu kuvvetlerle İstanbul’a geldi. Ordu Komutanlığı tarafindan İstanbul halkına yayınlanan bildiriyi de Mustafa Kemal yazdı.
İtalyanların 1911 yılında Trablusgarp’a asker çıkarması üzerine oraya gidip çete harpleri yaptı. 1912 yılında Balkan Savaşı çıkınca Romanya üzerinden İstanbul’a geldi. Dimetoka ve Edirne’nin geri alınışında önemli hizmetlerde bulundu. Sofya Askeri Ataşesi’yken Birinci Dünya Savaşı çıktı. 1915 yılında Çanakkale’de Anafartalar’da büyük başarılar kazandı. Veliaht Vahideddin Efendi’yle birlikte 1917 yılı sonlarında Almanya seyahatine katıldı. 31 Ekim 1918′de Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığı’na atandı. İstanbul’a düşman donanmasının girdiğini gördü. Hazırlıklarını yaptıktan ve bazı dostlarından başka kimseye amacını söylemeden ordu mütfettişliği göreviyle 19 Mayıs 1919′da Samsun’a çıktı. Sadrazam Damat Ferid Paşa’yı, Türkiyemizin istiklalini feda ettiği için telgrafla protesto etti. 22 Haziran 1919′da Amasya’ dan bütün ulusa yayımladığı bildiride, ulusça bir olup düşmanla savaşmak, özgürlük ve bağımsızlık kazanmak gerektiğini anlattı.
Erzurum Kongresi’nden (23 Temmuz-7 Ağustos 1919) önce bütün resmi suat ve rütbelerini terk etti. 4 Eylül’deki Sivas Kongresi’nde “Heyet-i Temsiliye” başkanı seçildi. 23 Nisan 1920′de Ankara’da Büyük Millet Meclisi’ni topladı. Meclis’in görevlendirdiği “İcra Vekilleri Heyeti” Başkanlığına seçildi. “Sevr Antlaşması”nı Türk ulusunun tanımadığını bütün dünyaya ilan etti. Kurtuluş Savaşı’nı başlattı. Yunanlılar, Birinci ve İkinci İnönü Savaşlanında geriye atıldı. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa Sakarya kıyılarında düşmanı ağır kayıplara uğrattı. T.B.M.M. Mustafa Kemal’e “Mareşal” rütbesiyle “Gazi” unvanını verdi. 26 Ağustos 1922′de başlayan Büyük Taarruz ve 30 Ağustos 1922′de kazanılan Başkomutan Meydan Savaşı sonucunda düşman tamamen bozulup kaçmaya başladı. 9 Eylül’e kadar süren takip sonunda ordulanmız düşmanı çıktığı yerde, İzmir’de denize döktü. 11 Ekim 1922′de “Saltanat” yani padişahlık kaldırıldı. 24 Temmuz 1923′de Lozan Antlaşması imzalandı. Böylece Türk milleti hürriyet ve istiklaline kavuştu. 29 Ekim 1923′de “Cumhuriyet” ilan edildi ve Mustafa Kemal ilk Cumhurbaşkanı seçildi.
3 Mart 1924′de Halifelik kurumunu kaldırdı. Din ve devlet işlerini birbirinden ayırdı. 17 Şubat 1926′da Medeni Kanunu kabul ettik. 23 Ağustos 1925′te Ata, Kastamonu’da şapka giydi. 25 Kasım’da Şapka Kanunu çıktı. Uluslararası saat, takvim ve ölçüler kabul edildi. 1924′de medreseler ve mahalle mektepleri “Tevhid-i Tedrisat” (Öğretim Birliği) kanunuyla kaldırılmıştı. 1928 yılında Arap harfi alfabe kaldırıldı, yerine Latin harfi alfabe kabul edildi. Dil ve tarih alanında çalışmalar yapmak üzere 1931′ de Türk Tarih Kurumu’nu, 1932′de Türk Dil Kurumu’nu kurdu. Kadınlara haklarını veren kanunların kabulünden sonra 21 Haziran 1934′de “Soyadı Kanunu” çıktı. Köylünün sırtından “Aşar” denilen vergiyi kaldırdı. Köylüye para, tohum, tarım araçlan verildi; “Tarım Kredi Kooperatifleri” kuruldu. Endüstri devrimi “Teşvik-i Sanayi Kanunu”yla başladı. Sanat okulları yaygınlaştırıldı. Yeraltı servetlerimizi işletmek için Etibank, kumaş, kundura v.s üretimi için Sümerbank ve daha birçok devlet kuruluşu meydana getirildi. T.B.M.M. kabul ettiği özel bir kanunla Cumhurreisi Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya “ATATÜRK” soyadını verdi (24 Kasım 1934).
Atatürk sadece başarılı bir asker değildir. Devlet adamı olarak da ileriyi gören bir büyük dehadır. Türk milletinin bütün ihtiyaçlarını görmüş, kısa süren hayatının bu devresinde durmadan, dinlenmeden yeniye, ileriye koşmuş, ulusuna övünmesini, güvenmesini, çalışmasını öğretmiştir. En büyük öğretmenimiz Atatürk’tür; siyasi ve askeri zaferleri milletin hayatında yeterli bulmaz, bağımsızlığın ilk şartının ekonomik bağımsızlık olduğunu söyler, “İktisadi istiklal olmadıkça milli istiklal olamaz”, derdi.
Atatürk milleti uğruna yaptığı her mücadeleden zaferle çıktı. Ama bu yorucu hayat bünyesini yıprattı. Hasta olduğu halde memleket işleriyle uğraşıyordu. Büyük kurtarıcı 10 Kasım 1938′de sabah 09.05′de ebedi uykusuna daldı. 19 Kasım günü Sarayburnu’ndan alınan tabutu “Yavuz” zırhlısıyla İzmit’e, oradan trenle Ankara’ya götürüldü. Etnografya Müzesi’ndeki mermer lahde kondu. Daha sonra Atatürk’ün tabutu 10 Kasım 1953′te buradan alındı, büyük bir törenle Anıtkabir’deki ebedi istiratgahına tevdi edildi.

AİLESİ

AİLESİ
Mustafa Kemal Atatürk, 1881 yılında Selanik’te Kocakasım Mahallesi, Islahhane Caddesi’ndeki üç katlı pembe evde doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım’dır. Baba tarafından dedesi Hafız Ahmet Efendi XIV-XV. yüzyıllarda Konya ve Aydın’dan Makedonya’ya yerleştirilmiş Kocacık yörüklerindendir. Annesi Zübeyde Hanım ise Selanik yakınlarındaki Langaza kasabasına yerleşmiş eski bir Türk ailesine mensuptur. Milis subaylığı, evkaf katipliği, gümrük memurluğu ve kereste ticareti yapan Ali Rıza Efendi, 1871 yılında Zübeyde Hanım’la evlenmiş, 1888 yılında 47 yaşında ölmüştür. Atatürk’ün beş kardeşinden dördü küçük yaşlarda ölmüş, sadece Makbule (Atadan) 1956 yılına kadar yaşamıştır. Büyük bir fedakarlıkla çocuklarını yetiştiren, örnek Türk kadını Zübeyde Hanım, 14 Ocak 1923′te Izmir’de, oğlunun başarılannı gördükten sonra 66 yaşında hayata gözlerini yumrnuştur.


ÇOCUKLUĞU GENÇLİĞİ

ÇOCUKLUĞU GENÇLİĞİ
Atatürk, öğrenim çağına gelince Önce Hafız Mehmed Efendi’nin mahalle mektebinde (okulunda) öğrenime başladı, sonra babasının isteğiyle Şemsi Efendi Mektebi’ne geçti. Bu sırada babasını kaybetti. Bir süre Rapla çiftliğinde dayısının yanında kaldıktan sonra Selanik’e dönüp okulunu bitirdi. Selanik Mülkiye Rüştiyesi’ne (ortaokul) kaydoldu. Kısa bir süre sonra 1893 yılında Askeri Rüştiye’ye girdi. Bu okulda matematik öğretmeni adına “Kemal”i ilave etti. 1896-1899 yıllarında Manastır Askeri İdadisi’ni (lise) bitirip İstanbul’da Harp Okulu’nda öğrenime başladı. 1902 yılında teğmen rütbesiyle mezun oldu, Harp Akademisi’ne devam etti. 11 Ocak 1905 ‘te yüzbaşı rütbesiyle Akademi’ yi tamamladı.
1905-1907 yılları arasında Şam’da 5. Ordu emrinde görev yaptı. 1907′de Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) oldu, Manastır’a atandı. 19 Nisan 1909′da İstanbul’a giren Hareket Ordusu’nda Kurmay Başkanı olarak görev aldı; 1910 yılında Fransa’ya gönderildi, Manevralara katıldı. 1911 yılında İstanbul’ da Genelkurmay Başkanlığı enırinde çalışmaya başladı.


CEPHEDE Trablusgarp ve Balkan Savaşları

CEPHEDE Trablusgarp ve Balkan Savaşları
1911 yılında İtalyanlann Trablusgarp’a hücumuyla başlayan savaşta, Mustafa Kemal bir grup arkadaşıyla Tobruk ve Deme bölgesinde görev aldı. 22 Aralık 1911′de İtalyanlara karşı Tobruk Savaşı’nı kazandı. 6 Mart 1912′de Deme Komutanlığına getirildi.
Ekim 1912′ de Balkan Savaşı başlayınca Mustafa Kemal Gelibolu ve Bolayır’daki birliklerle savaşa katıldı. Dimetoka ve Edime’nin geri alınışında büyük hizmetleri görüldü. 1913 yılında Sofya Ataşemiliterliğine atandı. Bu görevdeyken 1914 yılında yarbaylığa yükseldi. Ataşemiliterlik görevi 0cak 1915′te sona erdi. Bu arada 1. Dünya Savaşı başlamış, Osmanlı İmparatorluğu savaşa girmek zorunda kalmıştı. Mustafa Kemal 19. Tümeni kurmak üzere Tekirdağ’da görevlendirildi.


ÇANAKKALE’DE

ÇANAKKALE’DE
1914 yılında başlayan 1. Dünya Savaşı’nda, Mustafa Kemal Çanakkale’de bir kahramanlık destanı yazıp Itilaf Devletlerine “Çanakkale geçilmez!” dedirtti. 18 Mart 1915′te Çanakkale Boğazı’ nı geçmeye kalkan Ingiliz ve Fransız donanması ağır kayıplar verince Gelibolu yarımadasına asker çıkarmaya karar verdiler. 25 Nisan 1915′te Arıburnu’na çıkan kuvvetleri Mustafa Kemal’in komuta ettiği 19. Tümen Conkbayın’nda durdurdu. Mustafa Kemal bu başarı üzerine albaylığa yükseldi. Ingilizler 6-7 Ağustos 1915′te Arıburnu’nda yeniden taarruza geçti. Anafartalar Grubu Komutanı Mustafa Kemal 9-10 Ağustos’ta Anafartalar zaferini kazandı. Bu zaferi 17 Ağustos’ta Kireçtepe, 21 Ağustos’ta İİ. Anafartalar zaferleri takip etti.
Çanakkale Savaşlarında 253 000 şehit veren Türk milleti onurunu Itilaf Devletlerine karşı korumasını bilmiştir. Mustafa Kemal’in askerlerine “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!” emri savaşların kaderini değiştirmiştir.

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NDA DİĞER CEPHELERDE

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NDA DİĞER CEPHELERDE
Mustafa Kemal, Çanakkale savaşlanndan sonra 1916′da Edirne ve Diyarbakır’da görev aldı. 1 Nisan 1916′da tümgeneyükseldi. Rus kuvvetleriyle savaşarak Muş Bitlis’in geri alınmasını sağladı. Şam ve Ha-teki kısa süreli görevlerinden sonra 1917 ‘de İsıl’a geldi. Veliaht Vahideddin Efendi’yle Almanya’ya giderek cephede incelemelerde bulundu. Bu seyahatten sonra hastalandı. Viyana ve Karli’a giderek tedavi oldu. 15 Ağustos 1918′de İngiliz kuvvetlerine karşı başanlı savunma sap’e 7. Ordu Komutanı olarak döndü. Bu cepyaptı. Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasınsan bir gün sonra 31 Ekim 1918′de Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığına getirildi. Bu ordukaldınlması üzerine 13 Kasım 1918′ de İstanbul’a gelip Harbiye Nezareti’nde göreve başladı.

KURTULUŞ SAVAŞI’NA DOĞRU

KURTULUŞ SAVAŞI’NA DOĞRU
Mondros Mütarekesi’nden sonra İtilaf devletlerinin Osmanlı İmparatorluğu’nu işgale başlamaları üzerine Mustafa Kemal 9. Ordu Müfettişi olarak 19 Mayıs 1919′da Samsun’a çıktı. 22 Haziran 1919′da Amasya’da yayımladığı bildiriyle “Milletin istiklalini gene milletin azim ve kararının kurtaracağını” ilan edip Sivas Kongresi’ni toplantıya çağırdı. 23 Temmuz-7Ağustos 1919 tarihleri arasında Erzurum, 4-11 Eylül 1919 tarihleri arasında da Sivas Kongresi’ni toplayarak vatanın kurtuluşu için izlenecek yolun belirlenmesiııi sağladı. 27 Aralık 1919′da Ankara’da heyecanla karşılandı. 23 Nisan 1920′de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması yolunda önemli bir adım atılmış oldu. Meclis ve Hükümet başkanlığına Mustafa Kemal seçildi. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Kurtuluş Savaşı’nın başarıyla sonuçlanması için gerekli kanunları çıkarmış, uygulanmasını sağlamıştır.